Blog Arşivleri

Alevillikte Çerağ

Çerağcı (Delilci):
Cemevi’nin ilâhi nur ile nurlanmasını sembolize mumları yakmak ile sorumludur. Bu işleme çerağ uyandırmak denir. 3 adet mum yakar. Bu mumlar Allah, Muhammed ve Ali’yi temsil eder. Nur sûresinin 35. âyetinden dayanarak var olan bütün güzelliklerin Allah’ın zatından tecelli ettiğini ifade etmek için mum üç yakılır( çerağ uyandırılır). Allah’ı zatı her şeyin kaynağı olan özdür. Muhammed aklı, Ali ise aşkı temsil eder ki, kâinatta var olan her şeyin akıl ve aşk üzerine olduğu hepimizce malûmdur. Akıl olmasaydı doğada hiç bir denge olmazdı. Aşk olmasaydı elektron çekirdeğin etrafında dönmezdi. Anne çocuğuna, evlât atasına sahip çıkmazdı. Bir başka yorum getirmek gerekirse, biz Allah’ın Hz. Muhammed’e bildirdiği, oradan da Hz. Aliye geçen zahiri ve bâtıni bilginin yolunda ilerliyoruz, onların ışığı ile aydınlanıyoruz. Nur sûresi çerağın (mumun) uyarılması ile bunlar anlatılmaktadır. Allah’ın zâtı olmasaydı Muhammed ve Ali’de olmazdı.[7] Allah’ın kâinatı yaratması “Kün” (Ol) emri ile olmuştur. Karanlıklardan aydınlığa, yokluktan varlığa, vahdetten kesrete bu emir ile çıkmak mümkün olmuştur. Nasıl ki karanlıkta etrafımızda var olmasına rağmen hiçbir şeyi göremez isek; Allah’ın zâtı olmasaydı hiçbir maddenin olması da mümkün değildi. Bu nedenle konu ile ilgili olması nedeni ile Nûr Sûresinin 35-36. ayetleri okunur. Çerağcı (delilci) meydana gelir. O arada Gözcü: “Marifete Hüü…” der ve Bacılardan isteyen ayağa kalkar Fatıma Ana darında durur isteyen edep-erkân oturur. Delilciçerağı Dede’nin bulunduğu yere yakın serili postun üzerine koyup dört köşesine niyaz eder, ayağa kalkıp dara durur. Tüm canların duyabileceği sesle okumaya başlar.
“Destur-u Pir… Bismişah…
“ Göklerin ve yeryüzünün nuru Allahdır. Sanki minber üzerine konmuş bir çerağdır. Billur bir kandil içinde yıldız gibi parlamaktadır. O çerağın yağı mübarek bir ağaçdan çıkar. O mübarek ağaç, öyle bir zeytin ağacıdır ki; ne doğuda ne de batıda bulunmaz. O çerağın yağına ateş dokunmasa bile kendi kendine uyanıp saçar. Çünkü, o nurların üstünde bir nurdur. Tanrı, insanları o nur ile doğru yola iletir. İşte Tanrı, insanlara böyle örnekler getirir. Tanrı, gizli açık her şeyi bilir[8]”. Ardından eğilip çerağı uyandırır (yakar). Çerağı yakarken iki diz üzeri oturur ve okumaya devam eder: “Allahümme salli ala seyyidina Muhammet Mustafa, İmam Aliyel Murteza, Hatice-i Kibriya, Fatima-i Zöhre, İmam Hasan Hulki Rıza İmam Hüseyni Kerbelâ, 12 imam 14 masum-u pak 17 Kemerbest…”der ve çerağı yakma işi bittikten sonra tekrar okumaya başlar:
“Çerağı ruşen, fahri dervişan, himmeti pirân, piri Horasan, küşad-ı meydan, kuvve-i abdalan, kanun-u evliya, gerçek erenlerin demine hüü”. Bunları da okuduktan sonra çerağcı: “Allah, Muhammet ya Ali” diyerek çerağın sağına, soluna ve önüne üç defa niyaz eder, ayağa kalkar ve üç adım geri çekilir, meydanın orta yerinde dara durup şu duazı okur:
“Çün çerağ-ı Fahr uyandırdık Hûda’nın aşkına
Seyyide’l- Kevneyn Muhammed Mustafa’nın aşkına

Saki-i Kevser Aliyye’l Murtaza’nın aşkına
Hem Hatice Fatıma Hayrün’nisâ’nın aşkına

Şah Hasan Hulki Rıza hem Şah Hüseyn-i Kerbelâ
Ol İmam-ı etkiya Zeynel Aba’nın aşkına

Hem Muhammed Bakır ol kim Nesl-i Pâki Murtaza
Cafer-üs Sâdık îmam-ı Rehnüma’nın aşkına

Musa-i Kazım İmam-ı serfiraz-ı ehl-i Hakk
Hem İmam-ı Ali Rıza Sabira’nin aşkına

Şah Taki ve Ba Naki hem Hasan-ül Askeri
Ol Muhammed Mehdi-i Sahib Liva’nın aşkına

Pirimiz Üstadımız Bektaş Veli’nin aşkına
Haşre dek yanan yakılan âşıkanın aşkına”

“Ber Cemali Muhammed Kemali İmam Hasan Şah Hüseyin Ali Ra Bülend’e salâvat”
Tüm canlar: “Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala al-i Muhammed” der ve Dede şu gülbengi okur:

“Allah Allah. Akşamlar hayır ola, hayırlar fetih ola, şerler def ola. Münkirler mat, münafıklar berbat ola. Meydanlar aydın gönüller şad ola. Cabir Ensar efendimizin hüsn-i himmet ve hidayeti üzerimizde hazır ola. Hakk erenler cümlemize birlik, dirlik, düzen ihsan eyleye. Nur-ı Nebi Kerem-i Ali Pirimiz Hacı Bektaş Veli gerçek erenlerin demine hüü..’’ Görev itibariyle Cabir-ül Ensari’yi,Hadi Ekber temsil eder.
Hata ettim Hûda yaktı delili
Muhammed Mustafa yaktı delili

Ol Ali Aba’dan Haydar-ı Kerrâr
Aliyyel Murtaza yaktı delili

Hatice tül Kübra Fatıma Zehra
Ol Hayrün Nisa yaktı delili

Hasan’in aşkına girdim meydana
Hüseyn’i Kerbela yaktı delili

İmam Zeynel, İmam Bakır-ı Cafer
Kazım Musa Rıza yaktı delili

Muhammed Taki’den hem Ali Naki
Hasanü’l Askeri yaktı delili

Muhammed Mehdi-i sahib-i zaman
Eşiğinde ayet yaktı delili

Bilirim günahım hadden aşıptır
Hünkar-ı Evliya yaktı delili

On iki İmamlardan bu nur Hatayı
Şir-i Yezdan Ali yaktı delili”ÇERAG DÜVAZI

Kudret Kandili’nde parlayip duran
Muhammed Ali’nin Nuru’dur vallah
Zuhur edip küffar askerin kiran
Elinde Zülfikar Ali’dir billah

Elinde Zülfikar, altinda Düldül
Kanber önü sira dilleri bülbül
Hazret-i Fâtima cennette bir gül
Ona sirrim dedi Hak Hâbibullâh
Zuhur etti Imam Hasan, Hüseyin
Onlarin nurundan ziyalandi din
Kirk pare bölündü Zeynel-Abidin
Çekeriz yasini hasbeten lillah

Muhammed Bâkir’dan Câfer-i Sadik
Imam Mûsa Kâzim hem Riza dedik
Tarikat suyuyla cismimiz yuduk
Hak buyurdu mümin kalbi Beytullah

Takî, Nakî, Imamlarin civani
Hasan-ül Askeri cismimin cani
Elinde hücceti sahib-zamani
Vakit tamam oldu göndere Allah

Ta ezel ezelden böyle kuruldu
Hariciler bu dergahtan sürüldü
Kün deyince yedi kat yer dürüldü
Bir harf ile bina tuttu arsullah

VÃ�RÃ�NÃ�’yem niyazim var üstaza
Elinde Zülfikar hem ehl-i gaza
Binbir dondan bas gösterdi Murtaza
Biz bir bildik, dedik Allah eyvallah

Pirlere Niyaz Ederiz

WordPress.com News

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.

Alevi Kütüphanesi

Bismişâh Allâh Allâh Gerçeğe Hû