Blog Arşivleri

İkrarname

Alevi-Bektaşi inancına talip olan kişinin bilerek ve gönülden inanıp, bir CEMde toplum ve Pir/dede huzurunda dile getirmesi ve patrikte uymaya çalışması gereken bir ikrar-namesi vardır.
Bu kısaca: Hak-Muhammed-Ali- Hünkar Bektaşi Veli kamili insanlık yoluna talip, Elime Dilime Belime sahibim, olsun cemi canlar, şahid-allah..) şeklindedir.
Ayrıca bunun dışında veya bununla beraber bazı bölgelerde, Aleviler ikrar cemi esnasında, İslam’daki kelimeyi şahadete, (Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülüh)’ benzer bir ikrar nameyi kendi inançlarına uygun olarak şu şekilde söylerler ‘La ilahe illallah Muhammenden Resulullah Aliyen Veliyullah, Veliyen Aliyullah, mürşidi kamiliullah, hakkımızın hayırlısını sen ver Allah Eyvallah”.

Bugün inanca mensup birine Alevilik ikrar inancı ne diye sorulduğunda, öncelikle Eline Diline Beline sahip olmak der. Bu deyim Alevi ikrar ve inancının temelini oluştururu ve aynı zamanda Alevilerin uyması gereken en temel etik/ahlaksal kuraldır.

Pratikte ilk defa Alevi-Bektaşi olmak isteyen bir kişinin ikrarı: Ya kişinin önceden Alevi-Bektaşi olan bir kişiyi kendine rehber seçerek, veya bir Alevi derneğine üye olarak yolun kurallarını öğrendikten sonra: Bir ikrar cemine, rehberi ile 4 kapıya selam vererek girip dede ve canlar önünde (hak meydanında) dara durarak; (evlilerse eşler beraber dara dururlar.) yukarıdaki ikrarı vermesi ve cem sırasında Dede / Ananın verdiği öğüt ve dualarla yürürlüğe girer. Burada talip “Eline, diline, beline” ve “Aşına, işine, eşine” sahip olacağına söz vererek Hak-Muhammed-Ali Yolu’na ikrar vermiş olur. İkrar veren talipler söylenenlere “Eyvallah” diyerek cevap verirler.

Pir/dede talibe, söylediğin bizim sakladığın senin diyerek

Eline diline beline, Aşına eşine işine sahip olması, (edeb) kendine reva görmediğini başkasına uygulamaması, kendini bilip, 72 millet ve tüm canlara, Ehlibeyt ve 12 imamlara sevgi saygı göstermesi ., canlar ve pir huzurunda, 4 kapı 40 makam kamili insan öğretisi üzerine enel-hak olmaya (tanrıyla bütünleşme) çalışıp HAK-Muhammed-Ali-Bektaşi yolunda yürüyeceğine halka hakka HİZMET edeceğine, dair pir/dedenin telkinlerine dinleyip, pirin sözlerine eyvallah demesi ve dedenin bu yol uzun ve zordur şimdi ikrar verip yarın döneceksen hiç söz verme, hadi git demesine rağmen, yukarıdaki ikrarını yenileyip yola girmekte ısrar etmesi üzerine, dede ve ceme katılan canların kişinin yola girmesini eyvallah diyerek onay vermesi kişinin dedenin verdiği öğütlere eyvallah demesi ile kişi Alevi Bektaşi inancına girmiş olur..

Dede ikrar sırasında talibe şu veya benzeri öğütleri verir: “Yolunu bir bil. Rehberini peder bil. Mürşidini, pirin varisi bil. Yalan söyleme. Haram yeme, gıybet etme, arkadan dedi-kodu yapma. Şehvetperest olma. Eline diline beline sahip ol. Kin ve kibir tutma. Kimseye haset etme. Garaz, buğuz, inat etme. Gördüğünü ört görmediğini söyleme. Elinle koymadığını alma. Elinin ermediği yere el uzatma. Sözünün geçmediği yere söz söyleme. İbretle bak, hilm (yumuşaklık) ile söyle. Küçüğüne izzet, büyüğüne hürmet ve hizmet eyle. Oniki İmamı, Ondört Masum’u bir nur bil. Bunları hak olarak tanı. Her yerde ve kendi özünde Hakkı hazır bil. Erenlerin sırlarına eriş. Gerçek rehber Muhammed Mustafa’yı, gerçek mürşid Ali-el-Murteza’yı bil. Özünü bu yolda böylece tut. Evveli Hu, ahiri Hu…”

Daha sonra Dede şöyle dua ederek ikrar ayinini bitirir: “…İkrarınız kadim ola, yüzünüz ak ola. İşiniz sağ ola. Muhammed-Ali yardımcınız, gözcünüz, bekçiniz ola. Bu ahidden bu peymandan (sözden) dönmeyesiniz. Biribirinize muhabbetiniz daim ola. Muhammed-Ali yoluna inancınız ziyade ola. Pirinizin, rehberinizin yoluna canınız feda ola. Mümin kardeşlerinize riayetiniz çok ola. Başınız devletli ola. Ağzınız tatlı kala. Haramdan, zinadan, yalandan, kinden, kibirden, kahkahadan beri olasınız. Sağlıklı, mutlu olasınız. Malınız arta, Hakka yaraya. Üçler, Beşler, Kırklar, Yediler, Erenler, evliyalar, aşıklar, sadıklar, ayıklar, uyanıklar, Nesimi, Hatayi Sultan, Kızıl Deli, pirim Hünkâr Hacı Bektaş Veli bu ahidde, bu demanda ber-karar eyleye. Gerçeğin demine hü mümine ya Ali…”

Sonuç olarak günümüzde kendini Alevi-Bektaşiliğin evrensel felsefesine yakın gören herkes Alevi-Bektaşi olabilmektedir. Aleviliğin insan sevgisi temeline dayalı inanç ve kültür anlayışı dünyanın değişik toplumlarından insanların ilgisini çekmekte ve kendilerini Alevi-Bektaşi olarak hisseden pek çok insan bulunmaktadır.

Talibin bir defa sözle ikrar vermesi yeterli değildir. Alevilik yoluna sonradan giren veya Alevi ana babadan doğup bu kültürle yetişen Canlar normalde yılda en az bir defa görgü cemine girip görülmeleri, özünü dara çekip, ikrarlarını yenilemeleri gerekir. Bu ikrar topluca olabilir.

Alevilik’te Kirvelik İkrarı

Biz konunun Alevilik’teki anlam ve önemini, nasıl uygulanıp yaşatıldığını ele alacağız. İslam dinindeki anlamı ve yorumu da, elbetteki toplumsal koşullar ve yaşam biçiminin etkisinde şekillenmiş, kabileler arası dostluk ve barışın sürekli kılınmasında rol oynamış, karşılıklı dayanışma ve saygının sağlanmasında kirvelikten de yararlanılmıştır. Alevilik konuya fazlasıyla önem vermiş, kirveliği geliştirip belirleyici kriterlerden biri haline getirmiş, zengin motiflerle süsleyip zenginleştirmiştir. Alevi Toplumunda Kirvelik Alevi toplumundaki kirvelik ve sünnet yaklaşımını, inanç, biyoloji ve sosyolojik açılardan değerlendirmek doğru olur. Aleviler, kirvelik ve sünnet olgusunu, Sünni İslam şeriatından oldukça farklı bir biçimde algılarlar. Kirvelik birbirini seven ve bunu nesilden nesile ikrar bağı olarak sürdüreceklerinden emin olup kanaat getirilen kişi ve aileler arasında gerçekleşir. Yani tarafların gönül ve rızalarıyla kirve olunur. Bununla birlikte aile ya da kabileler arasındaki düşmanlıklara son vermek, barış ve dostluğu sürekli kılmak amacıyla da kirvelik tesis edilir. Taraflar uzlaştırılıp, kirvelik bağıyla birbirine bağlandıktan sonra, düşmanlık ve kan davaları son bulur. Bu yanıyla barış aktının kutsal bir güvencesi rolüne de sahiptir. Amaç hatayı asgariye indirgemek, toplumsal yaşamda birlikteliğin, dostluğun, kardeşliğin devamını sağlamaktır. Kirvelik, bu amaca yönelik manevi bağ ve kutsal törelerden biri olarak karşımıza çıkar. Tüm bunlar dikkate alındığında Alevi toplumunda kirve olan kişiler ve aileler arasında evlilik kesinlikle söz konusu olmaz. Kirvelik de, Musahiplik ikrarı oranında kutsal ve mukaddestir. Hz. Muhammed Mustafa’ya ve Oniki İmamlar’a duyulan sevgi ve saygıyla bütünleştirilerek akt edilerek ömür boyu ve kuşaktan kuşağa devam eder. İnançsal manadaysa, Hak-Muhammed-Ali üçlemesini teyid ederek Hakk’ın birliğini onaylamak, Ehl-i Beyt soy geleneğine bağlılığı ifade ederek toplumsal barışı yaşama dönüştürmektir. Kirvelik akti sırasında, kişiler veya aileler, kendi aralarında, Oniki İmamlar’ı ifade amacıyla birbirlerine Oniki Kuruş vermiş sayılırlar. Böylece ikrar verilmiş, gülbenk alınarak ikrar kapısından içeriye adım atmışlardır. Artık her iki ailede karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma duygu ve yükümlülükleri sürekli olarak yerine getirilmeye çalışılır. Sünnet Erkânı: Çocuğunu sünnet edecek aile en az bir veya iki hafta önceden lokmasını da yanına alarak çocuğuyla birlikte kirvesini ziyaret eder. “Sünnet erkânı”nın yapılacağı günü ve koşuları birlikte kararlaştırırlar. Kirve; olanakları ölçüsünde bir takım hediyelerle birlikte, sünnet erkânının yapılacağı gün ya da bir süre önce kirvesinin evine gider. Çocuğunu sünnet edecek olan aile kendi yakınlarını, dostlarını, konu komşunu da davet eder. Küs ve dargın olduğu komşularıyla barışması, onların da gönlünü yaparak, Muhammed honçasında (sofrasında) bulunmalarını sağlaması gerekmektedir. Açıkça görüleceği gibi, kirvelik, Aleviler’de, barışın sağlanmasında önemli kurumlardan biri olarak varlığını sürdüre gelmektedir. Sünnet işlemi yapılmadan önce erkân yerine getirilir. Kurbanlar kesilir, Muhammet Honçası kurulur. Honçanın üzerine bir sini, içerisine kullanılmamış bir havlu ve bir kalıp sabun konulur. Aile eğer çocuğuna her hangi bir yatırı, Hızır, Düzgün Baba gibi kutsal ad ve mekânları kirve tutmuşsa, mekânlardan getirilmiş olan teberrik de Muhammed sofrasının üzerine konulur. Gerektiğinde bir de vekil tayin edilerek sünnet işlemi yerine getirilir. Erkân esnasında, hazır bulunan cemaat ayağa kalkar. Honçanın baş tarafında Dede veya erkânı yerine getirecek olan kişi yerini alır. Kirve, sünnet edilecek çocuk, anne ve babası, ailenin diğer bireyleri sırasıyla dedenin karşısında saf tutarlar. Dede, kirvelik ve sünnet konusunda kısa bir bilgi sunduktan sonra, “gerçeğe hü” deyip, cemaati edeperkâna davet ederek, erkânı başlatır. Erkânı başlama gülbengi: Bism-i Şah, Allah Allah! Adem Ata geldi dünyaya oldu zürriyet, İbrahim Peygamber’den kaldı bu âdet, Hakk’a kul olduk, Muhammed Mustafa’ya ümmet, Hem farzdır, hem sünnet, Muhammed-Ali’ye verelim selavat, Allahümmesali ala Seyyidina Muhammed Ve ala Ali Seyyidina Muhammed! Dünya kuruldu pazartesi, Hakk’a kul olana indi Muhammed Mustafa, Ol Oniki İmam ikrar honçası, Muhammed Ali’ye ikrar verdik olduk Ehl-i Beyt bendesi, Yolumuz erkânımız sana bağlı ya Hüseyin-i Deşt-i Kerbelâ, Sen kabul eyle ikrarımızı, Hakk’a niyazımızı! Hak la illahe illalah Muhammed’en Resullullah, Aliy-ün veliyullah, Ehl-i Beyt-i Keremullah, Ademi Seyfullah Nur-i Naciyullah, İbrahim-i Halilullah, İsa-i Ruhullah, yüzü suyu hürmetine! Erenlerin, velilerin, nebilerin, mürşid-i kâmillerin, pir-i pakların yüzü suyu hürmetine, Şu an yerine getirdiğimiz Oniki İmamlar ikrar erkânını huzur-u makamında kabul ve makbul eyle yâ Rabbim! Ali-el Murtaza’nın ilm-i irfanından, Hasan-ul Müçteba’nın kemaletinden, Şah Şehid-i Kerbela İmam Hüseyin’in yol ve erkânından bizleri ayırma, mahrum etme yâ Rabbim! Mansur’un dârından, Mürşid-i kâmilin didarından, bizleri mahrum eyleme yâ Rabbim! Sana gönül verenleri, birliğini kabul edenleri, yol ve erkânında talip olanları ikrarından mahrum eyleme ve ikrarından dönene lanet eyle yâ Rabbim!. İkrarından dönenin selâmını, kelâmını, lokmasını, Ehl-i Beyt’e bende olan cana nasip eyleme yâ Rabb’ül-alemin! Yolumuzu yolsuza, pirsize, ikrarsıza, arsıza düşürme! Muhammed Mustafa ol Şah-ı Merdân Ali el-Murtaza sana sığındım Haticet’ül- Kübra, Fatimet’ül-Zehra, Hasan’ül-Müçteba Hüseyin-i Kerbelâ sana sığındım! İmam Zeynel ile Muhammed Bakır İkrar meydanına geldik çok şükür Caferi Sadık’a erdik çok şükür Kâzım Musa-Rıza sana sığındım! Muhammed Tâki’ye verdim salavat Ali ül -Nâki’den istedim himmet Hasan’ül-Askeri eleman mürvet Mehdi Sahib-i Zaman sana sığındım! On Dört Masum-u Pak Güruhu Naci Onyedi Kemerbest derdim ilacı Hünkâr-ı Evliya serimin tacı Hünkâr Bektaş Veli sana sığındım! Virdi Derviş senin kulun kurbanın Yarın arasatta ulu divanın Senin müminlere çoktur ihsanın Hüseyin-i Kerbela sana sığındım! Dil bizden, nefes Şah Şehid-i Kerbela İmam Hüseyin’den ola! Gerçek erenler demine hü mümine yâ Ali! Gülbengin bitimiyle başta kirve, sünet olacak kirvesiyle birlikte diz üstüne gelip honçayı niyaz ederek, gönlünden geçen bir Hak lokması’nı tepsiye atarak, tekrar niyaz edip geri çekilir. Ardından çocuğun annesi, babası ve daha sonra orada bulunan cemaat honçayı niyaz edip lokmasını attıktan sonra niyazlarını yenileyip geri çekilirler.. Sıra bizzat sünnetin yapılmasına gelmiştir. Sünneti yapan kişi ya da sünnetçi, kirve, kirveler elerini yıkamak üzere, ellerini üst üste gelecek şekilde yıkamaya başlarlar. Yıkama işlemi üç kez „Yâ Hak, yâ Muhammed yâ Ali” denip tekrarlanır. Bu işlemin anlamı, sünnet olacak çocuktan akan kanın, aileler arasında oluşan ikrar bağının kutsanmasıdır. Sünnet işlemi bitikten sonra kirvenin orada kalması artık uygun görülmez. Ancak kirve bir zaman sonra kirvesi olan çocuğun tekrar ziyaretine gider. Sosyal boyutlarıyla kirvelik kurumu, Alevi toplumu açısından dayanışmanın, barışın, dostluğun, birlikte hareket etmenin başlıca kaynaklarındandır. Bu, birçok temel kurum ve değerlerden, vasıf ve kriterlerden sadece bir tanesidir. Biyolojik ve tıbbi anlamda sünnetin, insan sağlığı bakımından da yararlı olduğu bilinmektedir ——————————————————————————– Alevilikde Kirvelik Aleviliğin köklü geleneklerinden biri olan ve bugün bile canlığıyla yaşayan bir kurum vardır. Bu tarikatta büyük bir önemi olan, kirvelik kurumudur. Çünkü bir rivayete göre Hz. Muhammed dahi torunları Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin’i sünnet etmiş ve bizzat kendisi de kirvesi olarak bu işe önem vermiştir. Kirve olan iki aile, birbirine akrabalıktan da daha yakın bir bağla bağlanmış olurlar. Bu iki aile arasında, musahiplikte de olduğu gibi, kız alıp verilmesi bir dinsel tabudur. Çünkü, kirvelerin arasına 12 İmam kanı akmış ve ona ikrar verilmiştir. Ehlibeyt inancı ve kutsallığı Alevilikte, çok yüksektir ve onun için, kirvelik çok yüce bir görevdir. Hz. Muhammed’in dostluğunun kurulduğu inancı olduğundan kutsaldır. Kirveler birbirlerine her zaman sever, sayar ve saygı gösterirler. Sadık ve bağlı kalırlar. Kirvelik, Alevi kültür ve geleneklerinden oluşan temel üzerinde güçlü bir ahlak sistemi geliştirmiş ve bunu içinde uygulanmıştır. Kişiye kendi özbenliğinden kötülüklerden arınmayı, diğer insanlara sevmeyi saymayı ve toplum içinde sevgiyi ve barışa yönelmeyi etkin bir biçimde öğretmiştir. Kirve, sünnet törenin en önemli kişilerden biridir. Kirveye daima saygı ve hürmet gösterilir. Önceki tarihlerde, büyük anlaşmamazlıkları, kan davalarını ve aşiret arası ilişkileri düzene kavuşturmak için, kirvelik tutulurdu. Verilen değerden ötürü, kanlar bağışlanır, küskünler giderilir, anlaşmamazlıklar tatlıya bağlanmış olurdu. Bu bakımda önemi çok büyüktür. Bu, günümüzde ne kadar şartlar ve ortam değişmiş ise de sayılan eski kirvelik nedenleri, bugün için de aynı şekilde geçerlidir. http://www.bozhuyuk.org/kultur.htm ——————————————————————————– Muhammed Mustafa ol Şah-ı Merdân Ali el-Murtaza sana sığındım Haticet’ül- Kübra, Fatimet’ül-Zehra, Hasan’ül-Müçteba Hüseyin-i Kerbelâ sana sığındım! İmam Zeynel ile Muhammed Bakır İkrar meydanına geldik çok şükür Caferi Sadık’a erdik çok şükür Kâzım Musa-Rıza sana sığındım! Muhammed Tâki’ye verdim salavat Ali ül -Nâki’den istedim himmet Hasan’ül-Askeri eleman mürvet Mehdi Sahib-i Zaman sana sığındım! On Dört Masum-u Pak Güruhu Naci Onyedi Kemerbest derdim ilacı Hünkâr-ı Evliya serimin tacı Hünkâr Bektaş Veli sana sığındım! Virdi Derviş senin kulun kurbanın Yarın arasatta ulu divanın Senin müminlere çoktur ihsanın Hüseyin-i Kerbela sana sığındım! Dil bizden, nefes Şah Şehid-i Kerbela İmam Hüseyin’den ola! Gerçek erenler demine hü mümine yâ Ali! Aleviliğin köklü geleneklerinden biri olan ve bugün bile canlığıyla yaşayan bir kurum vardır. Bu tarikatta büyük bir önemi olan, kirvelik kurumudur. Çünkü bir rivayete göre Hz. Muhammed dahi torunları Hz. Hasan’la Hz. Hüseyin’i sünnet etmiş ve bizzat kendisi de kirvesi olarak bu işe önem vermiştir. Kirve olan iki aile, birbirine akrabalıktan da daha yakın bir bağla bağlanmış olurlar. Bu iki aile arasında, musahiplikte de olduğu gibi, kız alıp verilmesi bir dinsel tabudur. Çünkü, kirvelerin arasına 12 İmam kanı akmış ve ona ikrar
http://www.bozhuyuk.org/kultur.htm
http://www.bozhuyuk.org

Alevilik’te Kirvelik İkrarı

Alevilik’te Kirvelik İkrarıBiz konunun Alevilik’teki anlam ve önemini, nasıl uygulanıp yaşatıldığını ele alacağız. İslam dinindeki anlamı ve yorumu da, elbetteki toplumsal koşullar ve yaşam biçiminin etkisinde şekillenmiş, kabileler arası dostluk ve barışın sürekli kılınmasında rol oynamış, karşılıklı dayanışma ve saygının sağlanmasında kirvelikten de yararlanılmıştır. Alevilik konuya fazlasıyla önem vermiş, kirveliği geliştirip belirleyici kriterlerden biri haline getirmiş, zengin motiflerle süsleyip zenginleştirmiştir. Alevi Toplumunda Kirvelik Alevi toplumundaki kirvelik ve sünnet yaklaşımını, inanç, biyoloji ve sosyolojik açılardan değerlendirmek doğru olur. Aleviler, kirvelik ve sünnet olgusunu, Sünni İslam şeriatından oldukça farklı bir biçimde algılarlar. Kirvelik birbirini seven ve bunu nesilden nesile ikrar bağı olarak sürdüreceklerinden emin olup kanaat getirilen kişi ve aileler arasında gerçekleşir. Yani tarafların gönül ve rızalarıyla kirve olunur. Bununla birlikte aile ya da kabileler arasındaki düşmanlıklara son vermek, barış ve dostluğu sürekli kılmak amacıyla da kirvelik tesis edilir. Taraflar uzlaştırılıp, kirvelik bağıyla birbirine bağlandıktan sonra, düşmanlık ve kan davaları son bulur. Bu yanıyla barış aktının kutsal bir güvencesi rolüne de sahiptir. Amaç hatayı asgariye indirgemek, toplumsal yaşamda birlikteliğin, dostluğun, kardeşliğin devamını sağlamaktır. Kirvelik, bu amaca yönelik manevi bağ ve kutsal törelerden biri olarak karşımıza çıkar. Tüm bunlar dikkate alındığında Alevi toplumunda kirve olan kişiler ve aileler arasında evlilik kesinlikle söz konusu olmaz. Kirvelik de, Musahiplik ikrarı oranında kutsal ve mukaddestir. Hz. Muhammed Mustafa’ya ve Oniki İmamlar’a duyulan sevgi ve saygıyla bütünleştirilerek akt edilerek ömür boyu ve kuşaktan kuşağa devam eder. İnançsal manadaysa, Hak-Muhammed-Ali üçlemesini teyid ederek Hakk’ın birliğini onaylamak, Ehl-i Beyt soy geleneğine bağlılığı ifade ederek toplumsal barışı yaşama dönüştürmektir. Kirvelik akti sırasında, kişiler veya aileler, kendi aralarında, Oniki İmamlar’ı ifade amacıyla birbirlerine Oniki Kuruş vermiş sayılırlar. Böylece ikrar verilmiş, gülbenk alınarak ikrar kapısından içeriye adım atmışlardır. Artık her iki ailede karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma duygu ve yükümlülükleri sürekli olarak yerine getirilmeye çalışılır. Sünnet Erkânı: Çocuğunu sünnet edecek aile en az bir veya iki hafta önceden lokmasını da yanına alarak çocuğuyla birlikte kirvesini ziyaret eder. “Sünnet erkânı”nın yapılacağı günü ve koşuları birlikte kararlaştırırlar. Kirve; olanakları ölçüsünde bir takım hediyelerle birlikte, sünnet erkânının yapılacağı gün ya da bir süre önce kirvesinin evine gider. Çocuğunu sünnet edecek olan aile kendi yakınlarını, dostlarını, konu komşunu da davet eder. Küs ve dargın olduğu komşularıyla barışması, onların da gönlünü yaparak, Muhammed honçasında (sofrasında) bulunmalarını sağlaması gerekmektedir. Açıkça görüleceği gibi, kirvelik, Aleviler’de, barışın sağlanmasında önemli kurumlardan biri olarak varlığını sürdüre gelmektedir. Sünnet işlemi yapılmadan önce erkân yerine getirilir. Kurbanlar kesilir, Muhammet Honçası kurulur. Honçanın üzerine bir sini, içerisine kullanılmamış bir havlu ve bir kalıp sabun konulur. Aile eğer çocuğuna her hangi bir yatırı, Hızır, Düzgün Baba gibi kutsal ad ve mekânları kirve tutmuşsa, mekânlardan getirilmiş olan teberrik de Muhammed sofrasının üzerine konulur. Gerektiğinde bir de vekil tayin edilerek sünnet işlemi yerine getirilir. Erkân esnasında, hazır bulunan cemaat ayağa kalkar. Honçanın baş tarafında Dede veya erkânı yerine getirecek olan kişi yerini alır. Kirve, sünnet edilecek çocuk, anne ve babası, ailenin diğer bireyleri sırasıyla dedenin karşısında saf tutarlar. Dede, kirvelik ve sünnet konusunda kısa bir bilgi sunduktan sonra, “gerçeğe hü” deyip, cemaati edeperkâna davet ederek, erkânı başlatır. Erkânı başlama gülbengi: Bism-i Şah, Allah Allah! Adem Ata geldi dünyaya oldu zürriyet, İbrahim Peygamber’den kaldı bu âdet, Hakk’a kul olduk, Muhammed Mustafa’ya ümmet, Hem farzdır, hem sünnet, Muhammed-Ali’ye verelim selavat, Allahümmesali ala Seyyidina Muhammed Ve ala Ali Seyyidina Muhammed! Dünya kuruldu pazartesi, Hakk’a kul olana indi Muhammed Mustafa, Ol Oniki İmam ikrar honçası, Muhammed Ali’ye ikrar verdik olduk Ehl-i Beyt bendesi, Yolumuz erkânımız sana bağlı ya Hüseyin-i Deşt-i Kerbelâ, Sen kabul eyle ikrarımızı, Hakk’a niyazımızı! Hak la illahe illalah Muhammed’en Resullullah, Aliy-ün veliyullah, Ehl-i Beyt-i Keremullah, Ademi Seyfullah Nur-i Naciyullah, İbrahim-i Halilullah, İsa-i Ruhullah, yüzü suyu hürmetine! Erenlerin, velilerin, nebilerin, mürşid-i kâmillerin, pir-i pakların yüzü suyu hürmetine, Şu an yerine getirdiğimiz Oniki İmamlar ikrar erkânını huzur-u makamında kabul ve makbul eyle yâ Rabbim! Ali-el Murtaza’nın ilm-i irfanından, Hasan-ul Müçteba’nın kemaletinden, Şah Şehid-i Kerbela İmam Hüseyin’in yol ve erkânından bizleri ayırma, mahrum etme yâ Rabbim! Mansur’un dârından, Mürşid-i kâmilin didarından, bizleri mahrum eyleme yâ Rabbim! Sana gönül verenleri, birliğini kabul edenleri, yol ve erkânında talip olanları ikrarından mahrum eyleme ve ikrarından dönene lanet eyle yâ Rabbim!. İkrarından dönenin selâmını, kelâmını, lokmasını, Ehl-i Beyt’e bende olan cana nasip eyleme yâ Rabb’ül-alemin! Yolumuzu yolsuza, pirsize, ikrarsıza, arsıza düşürme! Muhammed Mustafa ol Şah-ı Merdân Ali el-Murtaza sana sığındım Haticet’ül- Kübra, Fatimet’ül-Zehra, Hasan’ül-Müçteba Hüseyin-i Kerbelâ sana sığındım! İmam Zeynel ile Muhammed Bakır İkrar meydanına geldik çok şükür Caferi Sadık’a erdik çok şükür Kâzım Musa-Rıza sana sığındım! Muhammed Tâki’ye verdim salavat Ali ül -Nâki’den istedim himmet Hasan’ül-Askeri eleman mürvet Mehdi Sahib-i Zaman sana sığındım! On Dört Masum-u Pak Güruhu Naci Onyedi Kemerbest derdim ilacı Hünkâr-ı Evliya serimin tacı Hünkâr Bektaş Veli sana sığındım! Virdi Derviş senin kulun kurbanın Yarın arasatta ulu divanın Senin müminlere çoktur ihsanın Hüseyin-i Kerbela sana sığındım! Dil bizden, nefes Şah Şehid-i Kerbela İmam Hüseyin’den ola! Gerçek erenler demine hü mümine yâ Ali! Gülbengin bitimiyle başta kirve, sünet olacak kirvesiyle birlikte diz üstüne gelip honçayı niyaz ederek, gönlünden geçen bir Hak lokması’nı tepsiye atarak, tekrar niyaz edip geri çekilir. Ardından çocuğun annesi, babası ve daha sonra orada bulunan cemaat honçayı niyaz edip lokmasını attıktan sonra niyazlarını yenileyip geri çekilirler.. Sıra bizzat sünnetin yapılmasına gelmiştir. Sünneti yapan kişi ya da sünnetçi, kirve, kirveler elerini yıkamak üzere, ellerini üst üste gelecek şekilde yıkamaya başlarlar. Yıkama işlemi üç kez „Yâ Hak, yâ Muhammed yâ Ali” denip tekrarlanır. Bu işlemin anlamı, sünnet olacak çocuktan akan kanın, aileler arasında oluşan ikrar bağının kutsanmasıdır. Sünnet işlemi bitikten sonra kirvenin orada kalması artık uygun görülmez. Ancak kirve bir zaman sonra kirvesi olan çocuğun tekrar ziyaretine gider. Sosyal boyutlarıyla kirvelik kurumu, Alevi toplumu açısından dayanışmanın, barışın, dostluğun, birlikte hareket etmenin başlıca kaynaklarındandır. Bu, birçok temel kurum ve değerlerden, vasıf ve kriterlerden sadece bir tanesidir. Biyolojik ve tıbbi anlamda sünnetin, insan sağlığı bakımından da yararlı olduğu bilinmektedir

WordPress.com News

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.

Alevi Kütüphanesi

Bismişâh Allâh Allâh Gerçeğe Hû